HİTÜ, Makine ve İmalat Teknolojileri Alanının “Motor Gücü” Olacak

Türkiye’de yeni kurulan üniversiteler arasında bulunmasına rağmen özellikle sanayi kuruluşlarıyla işbirliği alanında dikkat çeken adımlar atarak bölge ekonomisine önemli katkılar sunan Hitit Üniversitesi (HİTÜ), “Makine ve İmalat Teknolojileri” alanında ihtisaslaşacak yükseköğretim kurumu olarak seçildi.

Çorum’da, 2006’da kurulduktan sonra, bölgedeki kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla işbirliği halinde yürütülen birçok projenin hayata geçirilmesini sağlayan üniversitemizin, bölgedeki sanayi kuruluşlarının üretim potansiyelini ve rekabet gücünü artırmak amacıyla “Yükseköğretim Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi”ne dahil olmak üzere başlattığı girişimler olumlu sonuçlandı.

Yükseköğretim Kurulu’nda  (YÖK) düzenlenen toplantıda, söz konusu proje doğrultusunda, Hitit Üniversitesi’nin de aralarında bulunduğu 5 yükseköğretim kurumunun ihtisaslaşma kapsamına alındığı açıklandı.

YÖK’te düzenlenen toplantıya katılan Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, yaptığı sunumda, Hitit Üniversitesi’nin, Orta Karadeniz Bölgesinin (TR83) Rekabetçiliğinin Arttırılması Projesi ile Teknokent Geliştirme Projesinin uygulandığı bir bölge yer aldığını belirterek, dolayısıyla makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşan bir üniversite olarak söz konusu projelere önemli katkı sunabileceklerine inandığını vurguladı.

"Ana hedefimiz TR83 Bölgesinde ‘makine ve imalat teknolojileri’ ile ilişkili katma değeri yüksek stratejik ürün miktarını arttırmak”

Çorum’un makine imalat sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Öztürk, “Samsun, Amasya ve Tokat’ı da kapsayan TR83 Projesi’nin uygulandığı bölgede, Çorum en fazla ihracat yapan il. Biz üniversite olarak makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşarak, bölgemizde faaliyet gösteren özel sektör kuruluşlarına bu alanda destek vererek, firmaların rekabet gücünün artırılmasını amaçlıyoruz. Ana hedefimiz TR83 Bölgesinde ‘makine ve imalat teknolojileri’ ile ilişkili katma değeri yüksek stratejik ürün miktarını arttırmak” diye konuştu.

Üniversite sanayi işbirliğinde örnek protokoller gerçekleştirdiklerini anlatan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Sanayi odamızla uzun yıllardır sanayi odaklı çalışmaları zaten sürdürmekteyiz. Aynı şekilde Çorum Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İşadamları Derneği ile omuz omuza bulunan üniversiteyiz. Burada da hem eğitim hem de Ar-Ge potansiyelimizin yansıtılması anlamında işbirliklerini sürdürmekteyiz. Diğer anlamda da tabi Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımızın bir parçası olarak bu çerçevede de ortak çalışmalarımızı hem ilimizin hem bölgemizin kapasitesini yansıtmak üzere kullanmaktayız. Tabi ki uluslararası ihracat anlamında ciddi adım atmış olan yerel firmalarımızla yan yana çalışmaktayız.”

Çorum sanayi kuruluşlarındaki personel niteliğinin geliştirilmesi için Sürekli Eğitim Merkezimizde periyodik eğitim düzenlediklerini, ayrıca Sanayi Odaklı Lisansüstü Tez İşbirliği Protokolü kapsamında 16 adet sanayi odaklı lisansüstü tez yürütüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Öztürk, “Yine 3+1 ve 7+1 sanayi ve üniversite işbirliği çağdaş eğitim modelini uygulayarak, bölgemizdeki firmaların yetişmiş eleman ihtiyacını da karşılamaya çalışıyoruz” dedi.

“Makine imalat teknolojileri anlamında Türkiye’ye katacağımız çok şey var”

Makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşan bir üniversitenin, bu alanda faaliyet gösteren sanayicilerle birlikte yürütülen projelere büyük katkı sunacağını ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Odak alanını seçme gerekçemiz, Çorum ilimizin potansiyeliyle birebir örtüşmektedir. Sektörlere göre üretim payına baktığımızda Çorum’da bulanan makine imalat alanı sektörel olarak Türkiye ortalamasının neredeyse 4 katı. Bu ne demek? Makine imalat teknolojileri anlamında bizim Türkiye’ye katacağımız çok şey var. TR83 Bölgesi’nde, makine ve imalat sektöründe Çorum’un lokomotif şehir olarak, üniversitemizin de bu yatırım ivmesini hızlandırıcı olarak sürece katkı sunacağını düşünmekteyiz.” 

Üniversitenin ihtisaslaşma alanındaki yol haritasının da belirlendiğini bildiren Prof. Dr. Öztürk, “Kamu, üniversite ve sanayi işbirliğini gerçekten hayata geçirerek bölgesel potansiyelin geliştirilmesi için dört alt bileşenin eş zamanlı uygulanması hedeflenmektedir. Orta-yüksek ve yüksek teknolojiye geçiş ve inovasyon, iletişim teknolojileri ve dijital dönüşüm, girişimcilik, finansal ve insan kaynakların etkin kullanımı olmak üzere bu dört alt bileşen eş zamanlı uygulanacak.” ifadesini kullandı.

Firmalar orta teknoloji tuzağından kurtarılacak

Bölgeden yapılan ihracata ilişkin verilerin oldukça kıymetli olduğunu, ancak detaylarına bakıldığında ihracat kalemlerinin katma değeri düşük ürünlerden oluştuğunun görülebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz, üniversitemizin araştırma geliştirme potansiyelini, laboratuvarlarımızı açarak ilgili firmalarımızın hem araştırma geliştirme kültürünü geliştireceğiz hem de üreticilerimizin uzmanlaşmasını sağlayarak orta teknoloji tuzağından kurtarmak kaydıyla katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünleri üretimlerini artırmış olacağız. Türkiye’nin ileri teknoloji düzeyindeki ihracatındaki ortalama oranı yüzde 4’lerdeyken TR83 Bölgesi’nde bu yüzde 0.6. Bizim ortalamayı yakalayıp üzerine çıkma durumumuzda cari açığı kapatma ve ihracat rakamlarını artırma konusunda, tabii bölgemize büyük katkı sunacağımız ortada.”

Çorum Valisi Çiftçi: “Çorum açısından son derece isabetli karar”

Çorum Valisi Mustafa Çiftçi de Hitit Üniversitesi’nin makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşması yönünde alınan karardan dolayı son derece bahtiyar olduğunu belirterek, “Çorum açısından düşünüldüğünde son derece isabetli karar verildiğini ifade etmek istiyorum” dedi.

Çorum’u kadim kültür medeniyetlerin hüküm sürdüğü, tarih ve turizm şehri olarak tanımladıklarını ifade eden Çiftçi, “Çorum’un bir başka özelliği daha var; sanayileşme çabalarını devam ettiren bir şehir, aynı zamanda. Bu alınan kararlar, inşallah bundan sonraki çabaları, gayretleri daha da tetikleyecek. Ben bu şekilde düşünüyorum. Katkısı olanlara teşekkür ediyor, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

YÖK Başkanı Saraç: "İhtisaslaşan üniversitelere destekleme söz konusu olacak" 

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç da küreselleşmeyle birlikte yükseköğretim kurumlarının, üstlendikleri misyonlar, işlevleri, yeni stratejiler ve iş birliği modelleri çerçevesinde önemli değişimler gösterdiğini belirtti. 

YÖK Başkanı Saraç, bu süreçte yükseköğretim kurumlarının, özellikle bilgiyi üretmeleri, bu konuda ihtisaslaşmaları ve bilgiyi transfer edebilmelerinin, inovasyon geliştirme yetenekleri gibi kavramlarla yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası kalkınma ve rekabet gücünü artırma potansiyellerinin artık fevkalade önem kazandığını vurguladı. 

Saraç, başkanlık görevine geldiği 2015'ten itibaren üniversitelerin faaliyetleri ve ilmi çıktılarının birbirinin aynısı olamayacağı, akademik yapılarına, beşeri sermayelerine, kuruluş misyonlarına ve bulundukları bölgelere bağlı olarak yapılan değerlendirmelerle üniversitelerin çeşitliliğinin gerekliliği üzerinde durduğunu dile getirdi. 

Kalkınma kutupları, öğrenen bölgeler, sosyal ve beşeri sermaye, bilgi transferi gibi kavramların üniversitenin bölgedeki rolünü merkezi bir öneme sahip kıldığını dile getiren Saraç, bu bağlamdan hareketle yeni YÖK'te "Bölgesel Kalkınma Odaklı İhtisaslaşma Projesi" kapsamında 2006'dan sonra kurulan üniversitelerle çalışılmaya başlandığını kaydetti. 

Bu çerçevede, proje için daha önce Bingöl, Kırşehir Ahi Evran, Uşak, Düzce, Burdur Mehmet Akif Ersoy, Aksaray, Kastamonu, Muş Alparslan, Recep Tayyip Erdoğan ve Siirt üniversitelerinin, bölgenin mevcut durumu, üniversitenin potansiyeli, bölge-üniversite ilişkisi gibi 3 ana kulvarda pek çok parametre dikkate alınarak seçildiğini anlatan Saraç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bölgesel Kalkınma Odaklı İhtisaslaşma Projesi kapsamındaki 10 üniversitemize, yine aynı kriterlerle değerlendirmeye alınarak seçilen Yozgat, Kırklareli, Çorum Hitit, Bartın, Artvin üniversiteleri olmak üzere 5 üniversitemiz daha katıldı. Bütün bu üniversitelerimizden beklentimiz kendilerine verilen ihtisaslaşma alanında 'Hedeflenmiş Sosyo-Ekonomik Araştırma Programları'nı geliştirmeleri ve bu programın bölgenin kalkınmasına anlamlı değerler sunmasını sağlamalarıdır. Böylece bölgede, üniversite organizasyon ve stratejilerinde gelişmeler olacak, Ar-Ge organizasyonu artacak, ürün pazar ve rekabetinde güçlenmeler beklenecek, fon kaynakları artacak, yeni genişletilmiş iş birlikleri doğacak, uzmanlaşmış merkezler gelişecek ve de en önemlisi bölgeye ait kültürel güçlü değişimler ortaya çıkacaktır." 

Saraç, projeyle üniversitede, bölgenin ekonomik aktörler arasındaki hareketliliği destekleyen programların çeşitlenmesi, bölgesel gereksinimleri karşılayacak eğitim programlarının geliştirilmesi, bulunduğu bölgeyi daha iyi bilen öğrenciler ve mezunların istihdamıyla bölge temelli öğrenme süreçlerinin oluşturulmasının da beklendiğine işaret etti. 

Üniversitelerin bölgesel kalkınma konusundaki bir diğer önemli getirisinin, ekonomik başarı, bireysel yetenekler ve gruplar arası bilgi transferi ile de doğrudan ilişki sağlaması olduğunun altını çizen Saraç, "Üniversitelerin yerel düzeydeki araştırma sonuçlarının ilgili özel ve kamu sektörleriyle paylaşılarak üretime dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Bölgesel kalkınma ajansları ile etkin bir iletişim ağı kurularak sinerji doğuran çalışmalar yapılması beklenmektedir. Projenin beklenen gücü gerçekten etkin ve yüksektir. Henüz 4 yıllık bir proje olmasına rağmen birçok filizlenmeyi görmekteyiz ve projeden Türkiye'nin geleceği için umutluyuz." diye konuştu. 

Bölgesel kalkınmada ihtisaslaşma misyonu verilen bu üniversitelerin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından mali kaynaklarla, YÖK tarafından ise akademik personel kaynağı sağlanarak desteklendiğini anımsatan Saraç, söyle konuştu: 

"Bu bağlamdan olmak üzere kaynak aktarımlarına ek olarak üniversitelerin ihtisaslaşma alanları ile ilgili olmak şartıyla 2018 yılında 50, 2019 yılında 100 araştırma görevlisi için ilave atama izni bu üniversitelere tahsis edilmiştir. Ayrıca ihtisaslaşma alanlarına uygun olarak öğretim üyesi yetiştirmek amacıyla yurt dışı lisansüstü burs imkanlarından da yararlanabilmeleri sağlanmaktadır. Bahsettiğimiz bütün bu çalışmalar aslında küresel yükseköğretimde yeni bir dönüşüm ve yeni bir akademik devrim olarak nitelendiriliyor. Bu süreçten asla kopmamalıyız. 

Üniversite ile bölge arasındaki uzun süreli ve başarı sağlayan, bölgesel gelişmeyi mümkün kılan bir ortaklığın kurulabilmesi için hem üniversiteler hem de bölgesel paydaşlar, bölgesel gelişmedeki rollerini çalışmalı, değerlendirmeli ve iyi kullanmalıdır. Bu uzun süreli çalışmada üniversitelere ve paydaşlara başarılar diliyorum. YÖK girişimiyle ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının da destekleriyle bu yıl Bölgesel Kalkınma Odaklı İhtisaslaşan üniversitelere bir destekleme söz konusu olacaktır. Bu müjdeyi de üniversitelerimize vermek isterim." 

Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk’e proje ihtisaslaşma belgesi 

Konuşmaların ardından Saraç, makine ve imalat teknolojilerinde ihtisaslaşacak Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk'e, ihtisaslaşma belgesi verdi.

Toplantıya, YÖK Yürütme Kurulu üyelerinin yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri, proje komisyon üyeleri, proje kapsamında daha önce belirlenen 10 üniversitenin rektörleri, projeye yeni seçilen 5 üniversitenin rektörleri ile bulundukları ilin valileri ve sanayi ve ticaret odaları başkanları katıldı.



HIZLI ERİŞİM